Hepimizin hayatında yaşadığımız çevrede olanlara, çevremizdekilere, hatta kendimize bile tahammül edemediğimiz dönemler olmuştur değil mi?
Sanki “tahammül sınırımızı” esnetmemiz gerektiği doğrultusunda bir takım çağrılar hissettiğimiz dönemler var ya.. hah işte öyle!!...
İşte o dönemlerde kullanılmak üzere bir takım önerilerim olacak sizlere. Yani sadece değerlendirmeyi düşünecek danışanlarım ve takipçilerim için bu öneriler :
1) Hiç şikayet etmeden 24 saat geçirin ve buna niyetlenmeniz tercihen “bir sabah saati” olsun. Ertesi sabah yani 24 saat sonra uyandığınızdaki değişimi, hayatı nasıl gördüğünüzü gözlemleyin.
2) Bir başka sabah hangi ruh halinde uyanırsanız uyanın; o gün bir kişiyi (sadece bir kişiyi) gülümsetmeyi hedefleyin. Bu, çalışmasını hiç beğenmediğiniz kötü fikirleri olan patronunuzdur mesela ve ona “çok farklı bir bakış açısı, bu açıyı bana sağladığınız için teşekkür ederim” diyerek fikri alın ve gidin. Siz giderken o gülümseyecektir zaten fakat o bakış açısını gerçekten savunmaya geçmeden, “bir de bu açıdan bakayım” diye değerlendirin. Veya bu kişinin sabah kahvenizi aldığınız kasiyer veya masanıza çayınızı getiren müstahdem olmasını da seçebilirsiniz. O kişi hangi ruh halinde olursa olsun gözlerinin içine bakın ve “Çok teşekkür ederim” deyin gülümseyerek.. Hatta “Çok güzel bir gün değil mi” diye de ekleyebilirsiniz. Kişi muhtemelen “La havlee....” filan diyecekti ancak siz uzaklaşırken, veya o uzaklaşırken gülümseyeceğinden emin olun.
3) Annenizin kurallarını yıkın “O” gün... Mesela yağmur yağacağını bildiğiniz halde yanınıza şemsiye almayın. Hatta belki en favori giysiniz olsun üzerinizde. Yahut ne bileyim; çok önemli bir iş toplantısının öncesindeki akşamda çok keyif aldığınız bir iş yapıyorsanız geç yatın. Mutlu kalkın ve uykusuz suratınıza rağmen toplantıya başlamadan önce “Merhaba arkadaşlar.. Hayat ne tuhaf değil mi? Vapurlar falan..” deyin... der demez evraklara, bilgisayara falan eğin başınızı.. emin olun bulunduğunuz ortamın enerjisini bir anda değiştirmiş olacaksınız. Hatta kıkırdamalar başarınızın onayı olacak.
4) Yaşantınızın parmak iziniz olduğunu hatırlayın. Sizinki kimseyle aynı değil ve siz bu dünyaya gelmiş en güzel şeysiniz unutmayın ve performansınızı asla başkalarınınkiyle kıyaslamayın.
5) Eleştirmeyin... Kabul edin... ve affedin. Bunu yaşantınızdaki tüm ilişkilerinize uygulayabilirsiniz.
6) ELEŞTİRMEYİN OLDUĞU GİBİ KABUL EDİN ve AFFEDİN
7) YARADAN’a güvenin ve iyi niyetle yaratın. Hepsi sizin olacak!
Bunlardan her hangi birini kalbinizin ta da içinden inanarak yapmayı başardığınızda hayatınızın kalitesinin değişmeye başlayacağı neredeyse garanti! (Kesin bilgi :-D )
コメント